Saadet Partisi Afyonkarahisar İl Başkanlığı haftalık basın toplantısını gerçekleştirdi. Basın toplantısında gündemi değerlendiren Saadet Partisi Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Ayva önemli açıklamalarda bulundu.
Saadet Partisi Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Ayva’nın açıklamaları şu şekilde;
Parke taşı festivali yapın
“Madem her şey için festival yapıyorsunuz zaman bir de atık parke taşları festivali yapın. Yer kent ormanı; yaklaşık yüz dönümlük çok kocaman bir yer. Deforme olmamış parke taşları 1,2,3,4…. değil binlerce. Yakınına kadar inip incelediğimizde yıpranmamış, kullanılabilecek, her ebatta, boyutta kaldırım taşları çöp niyetine atılmış.
Buradan sormak istiyoruz;
1 Bu parke taşlarından Afyonkarahisar Belediyesi’nin haberi var mı?
2 Geçen hafta Olucak mahallesine yapılan parke taşları sıfır mı alınmıştır yoksa burdan mı temin edilip yapılmıştır.?
3 Olucak mahallesin deki parke taşları bizim gördüğümüz kadarıyla sıfır ambalajı üzerinde vardı.
4 Parke taşı döşenecek köy, kasaba, belediye mahallelerin de yapılacak yer kalmadığı için mi siz parke taşlarını çöp niyetine buraya attınız.?
5 Milletimizin alın teri ile kazandığı vergilerinden alınan paralar nasıl bu şekilde israf ediliyor.
6 Bu işin sorumlusu kim acaba;
A) Sn. Hayrettin Barut B) Sn. Abdullah Kaptan C) Sn. Burhanettin Çoban D) Sn. Mehmet Zeybek E) Hepsi bu sorunun cevabını Afyonkarahisar Halkı kendisi bulsun!
Taşları atmak için kepçelerle yer açılıyor.
Paranın itibarı ve ülkenin itibarıdır!
"Para; bayrak gibi, milli marş gibi, bir ülkenin itibarını, bağımsızlığını simgeler. Paranın itibarı ülkenin itibarıdır. Ama maalesef ülkemizde paranın itibarıyla birlikte ülkenin itibarını da yıllarca beş paralık ettiler."
Bu sözler, ekonominin temel ilkeleri dışında hareket edip, atılacak en yanlış adımları atarak Türk lirasının, her geçen gün değer kaybetmesine yol açan Sn. Erdoğan'ın 2005 yılında yaptığı bir konuşmasından alınmıştır.
Cumhurbaşkanı gerçekten de çok önemli bir şey söylemiş; bir ülkenin itibarı ne saraylar ne köprüler ne makam arabalarıdır. Bir ülkenin itibarı parasıdır, parasının değeridir, demiş.
Ve unutulmamalıdır ki bu bir gerçektir; para, bir hak ölçüsüdür. Emeğinin karşılığında insana para veriyorsunuz, o ölçüyü korumakla da mükellefsiniz.
Peki, şu an bizim paramızın bir itibarı kaldı mı? Türk lirası neredeyse oyuncak paralara karşı bile değer kaybedecek kadar güçsüzleşti!
Öyle ki 50 kuruşluk madeni parayı basmak için 66 kuruşluk bakır, nikel ve çinko kullanılıyor...
Şimdi de "rekabetçi kur" diye bir şey uydurmuşlar, bu fantastik teorileriyle ülkeyi kalkındıracaklarını sanıyorlar!
Kalkınan, iktidarın üretim yerine sağa sola savuşturmak için borçlandığı ve dolar arttıkça daha da yükselen faiziyle birlikte o borcun alacaklıları oldu.
Millî görüş aşıdır ve Saadet Partisi’dir
Bu krizin asıl sebebi yıllar yılı devam eden faizci kapitalist politikaların ta kendisidir, bakınız ağır sanayi hamleleri ile ülkenin dört bir tarafına inşa edilen fabrikaları özelleştirme adı altında yok pahasına sattınız.
İnsanımızın alın terini, insanımızın emeğini faiz lobilerine teslim ettiniz. Bugüne kadar bütçeden tefecilere 511milyar dolar para verdiniz.511 milyar dolar tefecilere verilen bu para ne demek; ülkemizde her saat başı 3 milyon doların tefecilere peşkeş çekilmesi demektir. Buna karşılık üretime dayalı politika yürütmediğiniz için paramız günden güne değer kaybetti döviz kuru arttı, enflasyon arttı, faiz arttı, dış borcumuz arttı ve nihayetinde insanlarımızın bankalara olan borcu arttı.
Bunun sonucunda insanlarımız fakirleşti artan vergi ve zamlar altında ezildi ve ezilmeye devam etmektedir. Bakınız yer altı ve yer üstü kaynakları bakımından, genç nüfus potansiyeli açısından oldukça zengin ülkemizi bu yoksulluğa mahkûm eden faizci kapitalizmin bizatihi kendisidir milletimiz adeta can çekişirken ülkemizin kayıkçı kavgası horoz dövüşü gibi kısır çekişmelere harcayacak vakti kalmamıştır.
Bütün bu sorunları pandemi ye bağlamak emin olun sorunu örtbas etmektir, zira ülkemiz yıllar yılı Pandemiyi yaşamaktadır. Ekonomide, eğitimde, sağlıkta ahlak ve maneviyatta her alanda Pandemiyi yaşıyoruz.
Ve bu pandemiden kurtulmak için ihtiyacımız olan tek aşı açıkça söylüyorum ki milli görüştür ve Saadet Partisi’nden başkası değildir. Adil düzen düsturu ile önce ahlak ve maneviyat ile, hakça paylaşımla, şahsiyetli dış politika ile tüketim değil üretim ekonomisine dönecek ve ülkemizi bu karanlık günlerden aydınlık yarınlara hep birlikte taşıyacağız.
Bu düşüncelerimle beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür eder hayırlı günler dilerim.”