Milliyetçi Hareket Partisi MYK Üyesi ve Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
“ABD terör örgütlerine sponsor olan ülkelerin başında gelmektedir”
Dünyanın teknolojik savaşlar içinde olduğunu söyleyen MHP MYK Üyesi ve Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, ABD’nin dünyanın gözünün içine baka baka PKK terör örgütüne para ve silah desteği vererek, Ortadoğu’yu istikrarsızlaştırmak ve bu kargaşayı sürdürmek istediğini söyledi. Taytak, “Günümüzde dünya, petrol, enerji, silah sanayi, teknoloji, yazılım, uzay, su, küresel ısınma, küresel salgın, ekonomi, finans, kripto para, ticaret ve teknoloji alanlarda savaş halindedir. 2.dünya savaşından günümüze bölge bölge dünyanın her yerinde hem devletler hem de terör örgütleri aracılığıyla çatışmalar sürmüş, sadece bölgemizde 20 yıl önce başlayan ABD-Afganistan ve devamında ABD-Irak savaşları özellikle İslam coğrafyasını ve tüm dünyayı istikrarsız ve güvensiz bir ortama sürüklemiştir. Terör, Ortadoğu’yu istikrarsızlaştırmak ve bu kargaşayı sürdürmek için büyük devletler tarafından desteklenmekte, finanse edilmekte ve silahlanmaları sağlanmaktadır. Ülkemizde eylemlerine 40 yıl önce başlayan PKK terör örgütüne dünyanın gözünün içine baka-baka para ve silah desteği veren ABD terör örgütlerine sponsor olan ülkelerin başında gelmektedir. ABD’nin demokrasi getireceğiz bahanesi ile yaptığı müdahaleler sonucu Suriye ve Irak’ta meydana gelen yönetim boşluklarının ve emperyalist ülkelerin el birliği ile yarattığı İŞİD’in dünyaya, insanlığa ve en önemlisi İslam alemine verdiği zararlar da tüm dünyanın malumudur. Mülteci ve göç krizleri ile başta ülkemiz olmak üzere, bu bölgedeki tüm demografik yapı değiştirilmekte, ekonomik sorunlar ve toplumsal krizler yaratılmaktadır. Bir de tüm bunların üzerine yaşanan küresel salgın ile de toplumların ve devletlerin sinir uçlarıyla oynanmaktadır”
“Yalan bilgiler ve haberler, İç savaşlara sebep oluyor”
Sosyal medya aracılığı ile yayınlanan yalan haberlere de tepki gösteren Milletvekili Taytak, “Sosyal medyanın ve teknolojinin getirdiği devasa bütçeli şirketler, çoğu ülkenin ekonomisini kat kat geçen varlıkları ile ülkelerin politikalarına yön vermeye başlamıştır. Sosyal medya aracılığı ile yayınlanan yalan bilgiler, haberler pek çok ülkede dış destekli devrimlere, askeri darbelere ve iç savaşlara sebep oldu. Arap baharı bunlara verilebilecek en önemli örneklerden birisidir. Tunus, Fas, Mısır, Libya, Suriye, Yemen, Cezayir gibi ülkelerde iç savaşa sebep olan Arap baharı, hepimizin hatırlayacağı üzere, sosyal medya platformları aracılığıyla başlatıldı. İnsanlık, kendisi açısından en zor dönemlerden birisini yaşamaktadır. İnsan hakları kavramının içi, emperyalist devletler tarafından boşaltılmakta, dünyanın büyük çoğunluğu açlık çekerken azgın bir azınlık dünyanın tüm kaynaklarını elde etme peşindedir. Covid-19 salgını da dünyanın bu kirli, acımasız ve adaletsiz yüzünü hepimize yeniden hatırlatmıştır”
“Türkiye’yi itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar”
ABD ve Türkiye içindeki işbirlikçileri, ülkemizi İstikrarsız ve güvensiz bir ülke konumuna getirmeye çalıştıklarından da bahseden Taytak, “Uluslararası organizasyonlar, kurulma amaçlarından sapmış ve birleşmiş milletler, NATO, Avrupa birliği gibi oluşumlar dünyanın hiçbir yarasına merhem olamamaktadır. Bu kurumlar, güçlerini yalnızca ülkelerin içişlerine müdahale amacıyla kullanmaktadır. ABD ve Avrupa birliği FETÖ’ye ve PKK’ya kendi ülkelerinde barınma ve propaganda imkânı tanımakta, Reuters, CNN, Deutsche Welle gibi medya organları aracılığıyla her fırsatta ülkemize saldırmaktadır. İstikrarsız, güvensiz ve en önemlisi ulus devletsiz bir dünya inşa edilmeye çalışılmaktadır. Bu istikrarsızlıklardan en çok etkilenen ve en çok etkilenmesi hedeflenen ülke de Türkiye’dir. Sınırlarımız terör örgütleriyle doludur. ABD’nin itiraf ettiği ekonomik saldırılar, mevcut başkanlarının başkan seçilmeden önce Türkiye üzerine yaptığı açıklamalar, muhalefeti destekleyeceğini ilan etmesi ve muhalefetin de bu duruma sessiz kalması, hain terör örgütü FETÖ’ye 15 Temmuz sonrasında bile kol kanat germeleri ve PKK’nın adının değiştirildiği YPG, PYD terör örgütüne yapılan askeri yardımlar, Doğu Akdeniz’de Avrupa birliği ile birlikte Türkiye’yi hapsetme girişimleri, Almanya ve Fransa’nın takındığı düşmanca tavır, S400 dayatmaları, parasını ödediğimiz uçakları teslim etmemeleri, İhalara ve sihalara karşı uygulanmak istenen ambargolar, Karadeniz’de çıkması istenen gerginlikler, İran'ın Azerbaycan’ın Karabağ zaferi sonrası yaptığı açıklamalar göstermektedir ki Türkiye çok cepheli bir mücadelenin içindedir. Bu cephenin bir de Türkiye’nin içinde temsilcileri vardır. Fonladıkları medya aracılığıyla Türk milletinin sinir uçlarıyla oynanmakta ve kendilerine verilen talimatlar ile hareket eden siyasiler sayesinde de tek bir merkezden çıkan aynı dili aynı üslubu kullanarak milletimizin zihni kirli ve yapay gündemlere maruz bırakılmaktadır”
“Her fırsatta Türkiye’ye ve Cumhur İttifakı’na saldırıyorlar”
Cumhur İttifakı’nın ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin öneminde değinen Taytak, “Sistem tartışmaları, yalan haberler, oluşturulmak istenen kaos ortamı, gelecek nesillerimizi bir kalıba sokmak için, köksüz, tarihini, kimliğini bilmeyen bir gençlik oluşturma projesi olan z kuşağı politikaları, ahlaki çöküntülere sebep veren gündüz kuşağı yayınları, sosyal medyadaki insanlığa ve insan haklarına yapılan doğrudan saldırılar ve muhalefetin takındığı saldırgan ve gayri milli tutum göstermektedir ki, oluşturulan yeni dünya düzeninde Türkiye'nin güçlü olmaması için türlü türlü oyunlar kurulmaktadır. Güçlenmiş ve güçlenmeyi en önemli stratejisi hale getirmiş bir Türkiye’nin, dünyanın kurulan yanlış dengesini alt üst edeceğini bilen yapı, ülkemize her fırsatta saldırmış, ancak oyunları her zaman bozulmuş ve Türk milleti kendi iradesi dışında bir iradeyi kabul etmediğini tüm dünyaya defalarca göstermiştir. Cumhur İttifakı’nın ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin temel amacı da Türkiye’nin maruz kaldığı iç ve dış tehditleri güçlü bir siyaset kurumu vasıtasıyla bertaraf etmektir. Düşman bellidir ve karşımızdakiler hedeflerinden bir gün olsun vazgeçmemişlerdir. Güçlü bir Türkiye istemeyen ABD’nin ve onun güdümündeki ülkelerin her fırsatta Türkiye’ye ve Cumhur İttifakı’na saldırmaları da esas niyetlerinin ilanıdır”
Dünyaya bir kez daha gelsem, bin defa Ülkü Ocaklarına giderdim
ABD Temsilciler Meclisi’nin, Ülkü Ocakları ile almış olduğu kararı da MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin söylemeleri ile cevap veren Taytak, “Türk gençliğine milli şuur aşılamak için kurulmuş, hepimizin yetiştiği, binlerce şehidi olan, gazisi olan, davası olan ve davasından bir gün taviz vermemiş olan, pek çok devlet ve siyaset adamı yetiştirmiş vatan ve millet sevdalıları yetiştirmiş, Nobel ödüllü bilim insanları yetiştirmiş, bünyesinden yiğitlerin yiğidi insanlar çıkaran, “Ben, Ülkü Ocakları’nda yetişmekten iftihar eden bir genel başkanım. Dünyaya bir kez daha gelsem, bin defa ülkü ocaklarına giderdim” diyen, Türk milletinin yüz akı, Türk dünyasının Bilge Lideri Devlet Bahçeli’yi yetiştiren Ülkü Ocakları’nın, ABD Temsilciler Meclisi’nde; yunan asıllı bir milletvekili tarafından, ABD himayesinde yaşayan terörist ele başı Fethullah Gülen’in manevi oğlu Enes Kanter ile yaptığı toplantılar sonrası verilen önergeyle tartışılmaya açılması ve terör örgütü olup olmadığının araştırılması, bütün bu saldırılar yetmezmiş gibi, ABD, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Kanada, ve Yeni Zelanda’nın Ankara büyükelçilerinin, sorosçu terör finansörü Osman Kavala’nın tutuklanmasının 4.yılında, Türk yargısına açıkça müdahale etmeyi amaçlayarak, serbest bırakılmasını istedikleri ortak bir bildiri yayınlamaları Yunanistan, Mısır, ve Güney Kıbrıs Rum yönetiminin imza attığı, Türk araştırma gemileri, Kıbrıs sorunu, Kapalı Maraş’ın açılması, Libya ile imzaladığımız deniz yetki anlaşması gibi konularda, açıkça Türkiye düşmanlığı yapılan ortak deklarasyon yine Yunanistan’ın Dedeağaç limanına ABD’nin Rusya’yı bahane ederek yaptığı askeri yığınak ile Türkiye’yi Ege’de ve Doğu Akdeniz’de çok küçük bir alana hapsetme çabaları Suriye’nin kuzeyinde son günlerde ABD’li komutanların YPG-PYD ’li teröristlerle birlikte verdikleri fotoğraflar ve son olarak batı güdümündeki bir finans kurumunun Türkiye’yi terör finansı ve kara para aklama konusunda gri listeye alması göstermektedir ki, insanlığı ilgilendiren her kavramı kendi menfaatleri için kullanan, gücünü dünyanın her bölgesine yaymaya çalışan bir devlet profili ortaya koyan ABD, yurtiçindeki ortaklarını da yanına alarak, Türkiye’yi ekonomik, askeri, siyasal ve sosyal anlamda kuşatmaya çalışmaktadır”
“ABD ve Avrupa birliği, terör örgütü arıyorsa önce kendilerine baksınlar”
Taytak, “Türk yargısına tüm uluslararası sözleşmeleri hiçe sayarak müdahale etmeye kalkan sözde gelişmiş ülkeler, verilecek veya verilmeyecek tepkiler arayıcılığıyla Türk devletine ayar vermeye kalkanlar, 15 Temmuz’da 251 vatandaşımızı şehit eden terör örgütü FETÖ’nün elebaşı Fethullah Gülen ile ilgili hukuki olarak tek bir adım atmamıştır. Türk yargısının verdiği mahkûmiyet kararı kesinleşmiş olmasına rağmen Almanya, Can Dündar’ın hiçbir iade talebini kabul etmemiştir. ABD ve Avrupa birliği, terör örgütü arıyorsa, önce kendi terör örgütü listesindeki alçak, insanlık dışı, aşağılık örgütlere baksın sonra ilan ettiği terör örgütlerine yaptığı yardımlara baksın, son olarak da terör devleti haline gelen kendisine baksın. Dünyanın tamamını saran küresel kriz ekonomik olmaktan çıkıp kavramsal bir hale gelmiştir. Dünyada şu an bir insanlık krizi yaşanmaktadır. Dünyanın kaynaklarının herkese, tüm insanlığa eşit dağıtılmamasının, gelir adaletsizliğinin, güçlünün haklıya olan üstünlüğünün, ülkelerin ve milletlerin kaderini, kendisinden daha güçlü devletlerin belirlemesinin yarattığı ve giderek tüm dünyayı saran bir medeniyet krizi yaşanmaktadır. Birleşmiş milletler güvenlik konseyi, daimi üyelerinin güvenliği dışında hangi ülkenin güvenliğini önemsemiştir? Avrupa birliği, kendi ülkeleri hariç hangi ülkenin istikrarını ve ekonomisini düşünmüştür? ABD’nin kendi menfaatleri için yarattığı sözde demokrasi kılıcından kaç milyon mazlumun kanı akmaktadır? Topraklarında bulunan elmas, enerji ve doğal kaynakları nedeniyle kaç milyon Afrikalı Fransızların elinde can vermiştir? Avrupa Birliği’nin kurulmasından sonra sömürgeci tarihini, savaşlarını, katliamlarını, soykırımlarını geçmişe gömerek, dünyaya güya demokrasi ve insan hakları dersleri vermeye çalışan Avrupa ülkelerinin kanlı sömürgeci tarihini nasıl unutacağız? Pasifikten Afrika’ya oradan Amerika’ya uzanan köle ticaretlerini, 1. ve 2. Dünya savaşlarında ölen 130 milyon insanı, son 20 yılda Ortadoğu’da ölen 5 milyona yakın insanı nasıl yok sayacağız? Daha önce bu dünyaya medeniyet dersi vermiş kutlu ecdadın torunları olarak, gittiği her ülkede huzuru, adaleti ve insanca yaşamı hedefleyen, kahraman Türk askerini Ortadoğu’da, Afrika’da gören her mazlum bağrında sakladığı şanlı Türk sancağını gururla kaldırıyor. Gönül coğrafyamız, mazlumların kanı ile değil, yetimlerin ahı ile değil, kıyıya vuran cansız bedenler ile değil, küresel şirketlerin yoksullara çizdikleri dar sınırlar ile değil, hak ve adaleti esas alan yeni bir dünya düzeni kurma arzusunu gönlüne nakşetmiş Türk milleti ile huzura erecektir”
“Cumhur ittifakı Türk Milleti’nin kutlu iradesiyle yoluna devam edecektir”
Bu anlayış ile Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Beyefendi’nin liderliğinde Türk milleti tarafından oluşturulan Cumhur ittifakı ve milletimizin helal oylarıyla geçilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bugün hem ülkemize emperyalist güçler tarafından takılan prangaları söküp atmış hem de mazlum milletlerin umudu haline gelmiştir” diyen Taytak, “Geliştirilen ve hayata geçirilen milli stratejiler, 98.yılını kutlayacağımız Cumhuriyetimizin ve Türk Milleti’nin gelecek vizyonunu bağımsız ve lider ülke Türkiye olarak belirlemiştir. Liderimiz Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Beyefendi’nin ifade ettiği gibi; Cumhur ittifakı, milletimizin ruh kökünden doğmuş kutlu iradesiyle doğrulmuş, istikbal ve istiklal hedefleriyle devleşmiş Türkiye’nin güvencesi milli bekamızın yılmaz bekçisi olmuştur. Hedef 2023, yani Cumhuriyetin 100.yıldönümüdür. Muazzam millet hareketi olan cumhur ittifakı 2053 ve 2071 vizyonuyla da Türk Milleti’nin kutlu iradesiyle yoluna devam edecektir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği gibi; Türk Milleti’nin karakterine ve adetlerine en uygun olan irade, Cumhuriyet iradesidir. Türkiye Cumhuriyeti mesut muvaffak ve muzaffer olacaktır. 98 yıl önce 7 düvele karşı içerideki ve dışarıdaki hainlere rağmen verdikleri mücadeleler ile bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Ulu önderimiz Gazi Mustafa kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına ve aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızın 98.yılını kutluyorum”