Millet Partisi (MP) Genel Başkanı Cuma Nacar, beraberindeki heyetle birlikte 29 Ekim Cumartesi günü Afyonkarahisar Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti.
Afyon gazeteciler Cemiyeti’ne ziyaretinde konuşan Millet Partisi Genel Başkanı Cuma Nacar, Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasaklıyken Avrupa ve ABD’yi gezip, ABD’den icazet aldığını belirterek Nacar, “Tayyip Bey bize göre icazet aldı geldi. Şimdi de ana muhalefet partisi ‘ABD’ye hamburger yemeye gittim.’ diyor. 18 saatlik kayıp zaman süresi hala açıklanabilmiş değildir. Türk Milleti’ni icazet alanlar değil, bu milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır.” dedi.
Millet Partisi (MP) Genel Başkanı Cuma Nacar, beraberindeki heyetle birlikte 29 Ekim Cumartesi günü Afyonkarahisar Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti.
“AFYONKARAHİSAR ZAFERİN BAŞKENTİ”
29 Ekim Cumhuriyet Bayramının ülke genelinde coşkuyla kutlandığını belirten Cuma Nacar, Cumhuriyetimizin 99’ncu kuruluş yıldönümünün Afyonkarahisar’da daha başka kutlanmasının doğal olduğunu ifade etti. Nacar, “Çünkü Afyonkarahisar kurtuluşun kentidir. Büyük Taarruzun Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin sevk ve idare edildiği yer, ilk emrin verildiği kent Afyonkarahisar’dır. Kocatepe’nin bulunduğu bu topraklarda bulunmaktan büyük bir onur duyuyoruz. Afyonkarahisar zaferin başkentidir.” dedi.
“AFYONKARAHİSAR TÜRKİYE’NİN GÜZİDE KÖŞELERİNDEN BİRİ”
Afyonkarahisar Gazeticiler Cemiyeti (AGC) Başkanı Sezer Küçükkurt, Afyonkarahisar’ın birçok zenginliğe sahip olduğunun bilindiğini kaydetti. Küçükkurt, “Şehrimiz Afyonkarahisar tarihiyle, kültürüyle, doğal varlıklarıyla gerçekten herkesin görmesi, incelemesi, ziyaret etmesi gereken bir noktadır. Sizleri ilimizde ağırlamaktan mutluyuz. Allah rahmet eylesin, Millet Partisi’nin merhum Genel Başkanı Aykut Edibali Afyonkarahisarlı bir hemşehrimizdi. Bu nedenle Millet Partisi yabancı olduğumuz bir parti değil, merhum Edibali de bizim içinde hemşehrimiz olması vesilesiyle bir gurur vesilesiydi.” diye konuştu.
“CUMHURİYETİN ATEŞİ AFYONKARAHİSAR’DA YAKILDI”
MP Genel Başkanı Cuma Nacar, Afyonkarahisar’ın zaferin başkenti olması ve partisinin merhum Lideri Aykut Edibali’nin memleketi olması nedeniyle şehrin kendilerini için önemli özel bir anlama sahip olduğunu ifade etti. Nacar, “Afyonkarahisar bizim gönlümüzde hep özel bir yere sahipti. Halen de böyledir. Cumhuriyetimizin 99’ncu yılını kutluyoruz. İnşallah Cumhuriyetimiz ilelebet payidar olacaktır. Cumhuriyetten söz edebilmek için öncelikle özgür ve bağımsız bir ülkeniz ve devletiniz olmalıdır. O özgürlük ve bağımsızlık ateşinin hedefe varma noktası burasıdır. Büyük taarruzun sevk ve idare emrinin verildiği topraklar Kocatepe Afyonkarahisar’dır. Bu nedenle Afyonkarahisar-Kocatepe bizim gönlümüzde özel bir yere sahip olmaya devam edecektir.” şeklinde konuştu.
“ÜLKEMİZİN İÇİNDE BULUNDUĞU DURUM ÇOK VAHİM”
Afyonkarahisar programı nedeniyle birkaç günü şehirde geçirdiğini dile getiren Nacar şöyle konuştu: “Afyonkarahisar’ı gayet güzel buldum. Vatandaşlarımızla görüşmelerimiz oldu. Bizim toplantılarımız oldu. Bir radyo ve tv programlarına katıldık. Vatandaşlarımızla, esnaflarımızla görüşmelerimiz oldu. İzlenimlerimiz çok güzel fakat ülkenin içinde bulunduğu durum çok vahimdir. Bunu vatandaşlarımızla esnafımızla yapmış olduğumuz görüşmelerde çok net gördük. Bu durum bizleri son derece üzdü. Böyle cennet gibi bir vatanda bu acıların üzüntülerin yaşanıyor olması tabi bir üzüntü sebebidir.”
“PARTİMİZİ HALKIMIZA ANLATMAK İÇİN GEZİYORUZ”
Millet Partisi çalışmalarının yurdun her yanında sürdüğünü dile getiren Cuma Nacar şunları söyledi: “Çok yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Tabiri caiz ise Anadolu’yu karış karış geziyoruz. Çünkü ülkenin içinde bulunduğu zor şartlardan, karanlık günlerden kurtulma yolunun Millet Partisi’nde olduğunu düşünüyoruz. Millet Partisi’nin görüşlerinin, fikirlerinin halka anlatılması ve halkta olumlu bir karşılığının olması için geziyoruz. Trabzon, Denizli, Kütahya illerimizde bölge toplantılarımız oldu. Ankara, İstanbul, İzmir’de toplantılarımız oldu, İzmir’de birkaç toplantı yaptık. Adana’da, Gaziantep’de, Malatya’da, Eskişehir’de toplantılarımız oldu. Toplantılar serimiz devam ediyor. Vatandaştan Millet Partisi adına olumlu izlenimler alıyoruz. Fakat genel olarak ülkemizin içine sürüklendiği bu kötü günler veya karanlık günlerden dolayı vatandaşımızın bu halini görmek bizi son derece üzüyor.”
“20 YILLIK HATANIN, VEBALİN BİR HESABININ OLMASI GEREKİR”
Basın mensuplarının soruları üzerine Türk siyasetindeki ittifakları nasıl gördüğünü açıklayan MP Genel Başkanı Cuma Nacar şunları kaydetti: “İttifaklar makam, mevki, şan, şöhret için yapılacak olursa bundan Türk Milletinin hiçbir faydası olmaz. İttifaklar Türk Milletinin hak ve menfaatlerinin korunmasına yönelik olursa, Türk Milletinin bağımsızlığı ve özgürlüğü için olursa, belli prensipler dâhilinde olursa bu ittifaklar milletimiz adına son derece sevindirici olur ve ümitvar olur. Şu anda Türkiye’de iki ittifak daha çok ön plana çıkmış durumdadır. Bir tarafta Cumhur İttifakı var. Cumhur İttifakı 20 yıldır bu ülkeyi yönetiyor. Bize göre de ülkeyi uçurumun kenarına getirip bıraktı. Seçimler dolayısıyla bir takım sosyal projeler, sosyal konutlar ve sosyal yardımlarla seçimde bir başarı elde etmeyi hedefliyor. Değilse aslında ülkenin ne kadar zor durumda olduğunu aslında onlarda çok iyi biliyorlar. Çalışan, çalışmayan işçisi, memuru, emeklisi, esnafı tüm vatandaşlarımız kan ağlıyor. Onlarda bunu görüyorlar. 20 yıllık hatanın, günahın, vebalin bir hesabının olması gerekir. İnanıyorum ki milletimizde bunun hesabını kendilerine soracaktır.”
“ALTILI MASANIN ALTINDA HDP-PKK VAR. O İTTİFAK BİZİM İSMİMİZİ KULLANIYOR”
“Diğer taraftan altılı masa deniliyor. Biz MP olarak başından beri orada altılı değil yedili bir masanın olduğunu savunuyoruz. Çünkü MP rahmetli Bilge Lider Aykut Edibali’nin zamanından beri her zaman için Türk siyasetinin kutup yıldızı, yol göstericisi olmuştur ve Türk Milletinin her sıkıştığında, daraldığında, zora girdiğinde ortaya koyduğu görüş ve önerilerle Türk Milletine ışık olmuş ve o karanlıktan çıkmasına imkân sağlamıştır. Birçok kavramın Türk siyasi literatürüne girmesi de yine MP ile mümkün olmuştur. Mesela ittifakın ilk adını koyup belirleyen rahmetli Bilge Liderimiz Aykut Edibali’dir. ‘Türk Siyasetinin Meseleleri ve Birlik Davamız’ isimli eseri 1991 yılında yazıldıktan sonra bilindiği üzere ittifak gerçekleşmiştir. Biz yine Millet Partisi isminin bu altılı masa tarafından kullanılınca dedik ki bizim ismimizi kullanmayın. Millet ittifakı demeyin. Başka bir ittifak deyin. Ama ismimizi kullanmayın dedik. Bir müddet ısrar ettilerse de şimdi çoğunluk olarak altılı masa ismi icat oldu. Burada da MP Türk Milletinin gönül gözüne hitap etmiş oldu. Ama şurası muhakkak ki bu altılı masanın altında bize göre HDP var ve HDP, PKK silahlı terör örgütünü arkasına alarak oy devşirmeye devam ettiği müddetçe, varlık sebebini PKK’ya bağladığı müddetçe bu ittifaktan da Türk Milletine bir hayır gelmeyeceği gün gibi aşikârdır.”
“HDP OLMAMAK KAYDIYLA ALTILI MASA İLE GÖRÜŞEBİLİRİZ”
Cuma Nacar sorular üzerine sözlerine şöyle devam etti: “MP olarak her siyasi parti ile görüşebiliriz. MP 85 milyona hitap ediyor. MP yelpazenin neresinde diye soruyorlar. Biz de diyoruz ki MP yelpazenin sapıdır, bizzat kendisidir diyoruz. Ancak MP’nin Türk Milletinin hak ve menfaatlerine uygun geliştirdiği bir takım prensipleri vardır. Bu prensiplerden en önemlisi de Türk Milletinin varlık ve beka davasıdır. Türk Milletinin geleceğidir, bağımsızlığıdır, özgürlüğüdür. PKK silahlı terör örgütünü arkasına alan HDP’nin içinde olduğu bir ittifaktan da bir hayır olmadığını biz görüyoruz. Değilse altılı masa ilede görüşebiliriz. Ama HDP olmamak kaydıyla. Bize göre HDP altılı masayı zehirleyen bir yapıdır. İttifaklarla ilgili söyleyebileceklerim bunlardır.”
“TAYYİP BEY DE, ANA MUHALEFET LİDERİ DE ABD’DEN İCAZET ALDILAR”
Prensipler etrafından konuşulması gerektiğini kişiler bazındaki konuşmaların yanlışa sürükleyeceğini belirten Nacar, “Çok temel bir takım prensipler vardır. Ülke yönetimini adaletle, ehil olanlara verilmesi, işlerin yürütülüp devletin yönetilmesidir. İşlerin ortak akıl ve istişare ile yönetilmesiyle, Türk Milletinin hak ve menfaatlerine uygun olarak yönetilmesinin sağlanmasıdır. Önemli olan bunların sağlanmasıdır. Ancak malum aynası iştir kişinin lafa bakılmaz. 20 senedir ülkenin bu esaslara göre yönetilmediğini görüyoruz. Ülke herşeyden önce icazetle yönetilen, vesayetle yönetilen bir yönetim anlayışından kurtarılmalıdır. 12 Eylül askeri darbesinden sonra bir lider ‘Ben zayıflamak için ABD’ye gidiyorum.’ dedi. İcazet aldı geldi. Tayyip Bey siyasi yasaklıyken Avrupa ve ABD’yi gezdi. Oval Ofiste kabul edildi. Bize göre icazet aldı geldi. Şimdi de ana muhalefet partisi ABD’ye hamburger yemeye gittim diyor. 18 saatlik kayıp zaman süresi hala açıklanabilmiş değildir. Türk Milletini bu milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır. Manda ve himaye kabul edilemez anlayışıyla Gazi Meclisten icazet alınmadan, vesayet altına girilmeden ülkenin yönetilmesi gerekir. Bu prensiplere uygun bir ittifak ve Cumhurbaşkanı adayı olursa desteklenebilir. Değilse MP içinde yer almadığı bir ittifakın adayını desteklemek durumunda olmaz kendi adayını çıkarır.”
“GÜLTEKİN BEYİN ADAYI KEMAL KILIÇDAROĞLU”
Bir gazetecinin Afyonkarahisar Milletvekili ve DP Genel Başkanı Gültekin Uysal’ı Cumhurbaşkanı olarak görmek istediğini söylemesi üzerine Nacar şu değerlendirmede bulundu: “Sizden başka aday gösteren var mı? İlk defa duyduğum için soruyorum. Gültekin bey, Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday gösteriyor. Onun ilanı o. Cumhurbaşkanlığı adaylığı için teklifte bulunabilirsiniz. Ama sizin ismini gündeme getirdiğiniz kişi bu işe Kemal beyin çok büyük hizmetleri olduğunu, emeğinin olduğunu dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı adaylığının Kemal bey olduğunu söyleyen kişidir. Çok açık ve net şekilde Kemay beyi Cumhurbaşkanı adayı gösteriyor. Bu çok hassas bir konudur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatından sonra Cumhuriyetimiz kuruluş prensiplerinden hızla uzaklaştı. Türkiye Cumhuriyeti’nin ABD ile yaptığı gizli anlaşma tarihi 1939’dur. Yani rahmetli Atatürk’ün vefatından hemen sonradır. Ondan sonra tek parti Milli Şeflik dönemi başladı. Hakikaten bu milletin üzerinde bu milletin inancıyla, ahlakıyla, kültürüyle, Kur’an Kursu ile İmam Hatibi ile uğraşıldı ve hasmane bir tutum içine girildi. Çok partili siyasi hayata geçtikten sonra buna DP son verdi.”