İsmail Ögeday

Tarih: 02.01.2022 18:31

Valimiz özel kurumları daha çok denetlemeli

Facebook Twitter Linked-in

Peki sabit gelirli vatandaş ne yapıyor bu durum karşısında, sadece sabırla, şaşkınlıkla, hayretle ve ibretle izliyor.

Spekülasyoncular, stokçular, Vicdanınız rahat mı? Piyasayı allak bullak eden, vatandaşın ekmeğine göz diken kim varsa, Allah topunun belasını versin. Burası Türkiye, bakın başka Türkiye yok, bu yaptığınız akıl almaz fiyat oyunları, dönüp dolaşıp sizi de bulacak, hepimiz bu geminin içerisindeyiz. Gemi su almaya başladı sayenizde.

Pazarcılar, marketler, bakkallar size sesleniyorum, her şey birbirine bağlı tamam sizinde kendinize göre, mutlaka haklılık payınız var ama lütfen, biraz elinizi vicdanınıza koyun, sayenizde evine çocuğuna ve çoluğuna ekmek götüremeyen birçok kişi vardı, şimdi sizler bu durumu, yaptığınız zamlar sayesinde ona katladınız.

Benim buradan naçizane vatandaşlara küçük bir tavsiyem var, kimse kusura bakmasın değerli kamuoyu, vatandaşlar, memur kesimi, asgari ücretli pahalı olan hiçbir ürünü almayın, aldırmayın siz parayı sokaktan süpürerek toplamıyorsunuz. Eğer bunu yapmazsanız, bu stokçular, spekülasyoncular, zamcılar, fahiş fiyat artırımı yapanlar, sizin sırtınıza daha çok biner ve binecekte.

Burada Devletimize de çok büyük görevler düşüyor, Devletimiz lütfen, bu piyasanın çok özür diliyorum tabir yerinde ise, içine edenlere karşı, önlemini bir an önce almalı. Tüketici hakları lütfen gereğini yapsın, zabıtalar lütfen daha çok görevini yapsın, ticaret il müdürlüğü, oda başkanları vatandaşı zamlara karşı ezdirmesin.

Açıkçası herkes üzerine düşeni layıkıyla yaparsa herkes çıkacak sonuçtan memnun kalır.

Bir diğer konu, biz gazetecilerin yazdıkları köşe, haber tarzı kamuoyunu bilgilendirici, paylaşım ya da haberleri biz yazarken ya da eleştirirken, habere muhatap olan kişi yada kurum her kimse, yapılan eleştirisel habere ya da köşeye tahammül edemiyor.

Yani istiyor ki, ben istediğim gibi at koşturayım, kimse bana karışmasın. Ben haksız yere kazanç sağlayayım, hesap vermeyeyim. Bir itfaiyecinin görevi nasıl ki yangını söndürmekse, bir doktorun görevi Hipokrat yeminine bağlı olarak, nasıl ki hastaya müdahale etmekse, gazetecinin görevi de, kamu vicdanını esas alarak, haber yazmaktır.

Köşe yazarı ise, köşesinde eleştirebilmeli, bunu yanlış yapıyorsunuz diyebilmeli. Ama maalesef gelin görün ki bırakın eleştirmeyi, yazmayı yazılan doğru ve belgeli haberi bile, ESB (Erişim Sağlayıcıları Birliği) üzerinden, erişiminin engellenmesine karar verdirilerek, kaldırtıyorlar.

Yazmayalım mı? Belgeli haber yapsak bile erişim engeli getirtiliyor. Bırakalım da meydanda at mı koştursunlar? Ben sayın valimizden özellikle, özel kurumların daha çok denetlenmesini istiyorum. Örneğin başta özel hastaneler, özel eğitim kurumları, bunu neden istiyorum? Özellikle bu kurumlar, bizlere mesleğimizi yaptırmamak için, ellerinden geleni yapıyorlar, bizlere kendileri ile ilgili olumsuz, eleştirisel haberleri yaptırmamak için, sürekli yargı üzerinden, yasa üzerinden bizi baskı altına aldıklarını zannederek, psikolojik bir baskı uygulamaya kalkıyor. Çünkü neden? kendi hatalarını , kendi olumsuzluklarını gizlemek, örtmek ve örtbas etmek, suçlarını bastırmak için, maalesef bu yola başvuruyorlar.

O nedenle bu durumlar bizleri asla ama asla yıldıramaz biz yazmaya devam edeceğiz. Çünkü bizim vazifemiz yazmak.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —